1 Aralık 2025 Pazartesi

Mavi Anemon

 Evime incir ağacı diktim ,

Tam da asıl yereceği sırada .

Dört beş kilo verir , bir ayda tam tahallülünden 

Ama merdivenlerden çıkıyorlar .

Hayır bildiğin dışarıdaki merdivenlerin arasından .

Arada yeni filizlenen genç fideleri çekiyorum

Bildiğin içeriden geliyor ...


Mastikin üzerinde tohum mu biter lan ! 


Koparıyorum dibine vuramazcasına.

Aynı yerde bir söğüdün vardı yıllar önce ,

Gribimden beni kurtarırdı ,

Kuşları yanı başıma bitiriverdi .


Çoksun

Ap açık balkonumu soğuktan koruyan bir 

Donsun dallarına ulaşamayan bir güruh ,

Göze gelirken en içlerinden 


Terletirdi geceleri 

Kime niye kaçıncı ,

Hangi büyüde ürkmedilerdi ki ,

Sen inanmamıştın

Sanırdın , Tanrı'yı ,senin bildiklerinin ilerisinden , gidecek

Küçüklüğünü kabullenemedin ,

Verdiği nimete küfretmelerinden di !

Di ayrı dimi ?

Eğildiğin bir kaç rüku ağır geldi ,

Hayır sen teslim etmiştin !

Ettiğin birken kurban etmeye çalıştılar !

Tabiki sence

Ama bir insana bu edilemezdi

İnasan !

 Bu mu oldu tepkin !

Kesilen ağaca mı ihanetin ?

Neye başkırılarından idi bu halin ?

Haykırışların !

Şu an olanlar ?

Hangisi ?


Suya koyduklarından unutamadığın taşları hatırladığın oluyor mu ? 

Neden hatırlamıyorsun 

Düşürdüğün o yaldızlı taşı , unutamıyorsun değil mi ?

Boy yüksekliğinde bir yerden , çıkarmıştın ,

Suda , çok güvenli bir derinlikte göğüs üstü yatarken ,

Yerde milyon taşın arasında tutabildiğin nefesinle ,

Rasgele alıp , nefes nefese yüzeyde bulduklarını ayıklarken ,

Neyin sınavıydı bu ?

Bak o kasların hala duruyor !

Bulduğun o kalbi kime vermiştin ?

Vay anasını...


Bi gam varki zamana karşı !

Ayarı yok onun , iki üç saniyelik rüyalarımı unutamadığım oluyor .

Ben çok rüya görüyorum .

Yaşadığımdan fazla gördüm ,

Ben yaşadığımda birşey görmedim ,

Sonradan ameliyat oldum birazcık gördüm ,

Onda da gözümü bozmak için hep içtim ,


Yok ben hiçtim 

Dururdum sahil kenarında herkesten uzaklaşıp , 

Bakardım aya ,

Bakardım ...

Güneşler batırırdım ,

Ayı batırırdım ,

Kend ... 

Yok olurdum o çizginin kesişiminde 

Kaybolurdum bazen ,

Görünmeden ağlardım ,

Tutamazdım hiçbirşeyi , en çok istediğim şey o an iken .

Kaybolan bir yakamozun son ışıklarında , dudaklarından  son nefesimi alacakmış gibi öperdim lan bu defa !

O anı bir daha yaşayamayacakmış gibi !

Şu an hakkını verememişim gibi ,

Neyin hakkını verebildim ki ? 

Yok ben kaybolurdum

Her zaman olduğum gibi 

Anlamsız bir kıskanılma içerisinde 

Saçma 

Kızgın ve öfkeli


Sevgin ve dingin ,

Kollarındı yemem gereken .

Ne ara vazgeçtim bu sezgiden ?

Neyin kaporasının derdine düştüm ?

Neyi büyüttüm ölümden korkmadığım halde .

Doğruydun , bu muydu .

Demez miyiz , "yaşadığımız bu küçük zaman değerli !

Zaten değerli olmasının sebebi bu !

Bu korkulacak değil yaşanacak birşey

Yaşam dediğim şey zaten bundan ibarettir!"

İnanmamış mıydın ?

Korkusuz !


Dilediğin ne varsa korkma ! 

Adamsızlığım an vurdu beni 

Basit işsizlik ve boş kaygının verdiği basit külfeti

Dilerim taahhüttü daha sonradan gelecek süprizleri

Sen severdin .

Ben direndim !

Amin





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder