29 Nisan 2024 Pazartesi

Güzel Bir Gün

Hangisi daha güçlü sağ yada sol ?

Gözünün önünde benlenmişken  dingin bir kol .

Hangisi daha dayanıklı sağ yada sol ?

Belası ağrısından dahada bol .

Ne soldurdu gene yüzünü ?


Ne bulurdun bu alemlerde ?

Kaç gel dememişmiydi sana ?

Sen seçmemişmiydin gördüğünü .

Hatırladın mı boş boş güldüğünü ?

Dudakların kurumuştu hani !

Islatacaktın  tek amacınmışçasına .

Vazgeçtin tek kelimeyle !

Tek bir isteksizlikle sönüverdin ,

Pişmanda olmadın ,

Tanımadın geçmiş isteklerini , kandıramadın yanlış bedenlerde .

Doyurmadın mı onu ?

İstememişmiydin ?


Kaçırmışken bu şansını , kime saklattın bu kirli parçalarını ?

Hangi bedeninde kaldı o az seçmiş aklın ?

O parçaların hangisinde kaldın ?

Bedenine küfürler yağdırdığın o sürgün yerine ,

Hangi kelimelerini saklattın ?

Bitmedi mi kendi kıvrımınla olan şehvetin ?

Neyin peşindesin !

Yolunu ardına bakmadan gitmediğin ,


Hangi kalbin içindesin !

Birikimlerini yan yana koyduğunda , aradaki  farkın mesafesini çizebildiğin !

Hangi aklın peşindesin senin söyleyebildiklerinin onda birini söyleyemeyenin ! 

Hangi tadın içindesin dudaklarından hiç gitmesini istemediğinin ?

Hangi yaradanına sığındın ! kararsızlıklar içerisinde kendine yer beğendirdiğin .

Sebeplerinin ilerisi neydi , sebebini bilmediğin ? 

Neden susturdun mantığını , neydi aklını bulandırmak istediğin ?


Düşün yakamdan ! bırakın şu paçamı ve sıyıran köpeklerinizi .

Salıverin aklıma ! onu kımıldatabilecek fikirlerinizi .

Getirin artık ! bir hizaya ortak şikayetlerimizi .

Bi kaldırın beni bataklıktan ! olmayı geçmişteyken istediğim .


Değiştirin şu bedenleri  !

Kadimleştirin sözlerimi !

Sönüvermez şu kibrimi ,

Söndürüverin !


Önünüze sereyim dünyayı .

Ceketlerinize dizeyim , sizi yukarı kaldıracak rozetleri .

Çekiştirin gözümden küçümsemeleri .

Canlılık verin içtenliğime !

Ölme isteğime bi son verin !


Parçalayın bedenimi ! yakın olan şu dağların ardında .

Kollarımı bir dilenciye verin .

Dillerime bir düğüm verin .

Ve şu karanlığa da bir son verin .

19 Mart 2024 Salı

De Persona

Bindire gelen anılardan aralarına çağırırlar . 
Burdayım puşt , postu temiz kurtlar . 
Hakaret ve acılar . 
Varmıydı atan kalbin nasıl olsa kalkar sızlar.

Selam minik ukala .
Hangi söylenilen adındasın bu gün . 
Hangi gıdıklaması canlanır kulağında . 
Kalbin morfin atağında . 
Patlat şu camları .
Duvarlara yapıştır kanları .
Hangi kesilmemiş bileğinde güç kaldı .

Semaya yakınmıydı annesinin adını mırıldanıp ağlayanlar.
Azraile güç göstermemişlermiydi .
Süngülerini yağlamamışlarmıydı o gece.
Düşünmemişlermiydi mutluluğu .
Hepsinin kendince vardı fikri.
Sararken geceyi , tanımadıklarına kendini tümü kadar tanıtmışlardı.
Kimi tat , kimi hece , kimi manzaraydı .
Kimi hala hatıraydı .
Kimi yokuşta 
Belki başındaydı.
 
O eski esenden yok eser .
Büyük bir vicdan tutan seni .
Büyük bir sınav bu ortasında olduğun .
Hala imrendiğin huzuruna mey dök.
Yok ucu gibi.
Çoktan bitirdin o miniği.
Kalan büyükler hep baskı 
Hep bi kalıp yok o , yok bu 
Hayır  ,biten yolda ne bu derdin ?
Kıçındaki hangi kaşıntı bu irin tutan .
Dilinde tek bir sönmeyenin .
Bu defa diğerinden değil.
Belki sol yanımdan
Belki senin sağından
Ürkekliğim beden tüketecek 
Kiminkini vereyim .
Ben hala doyamadım 
Söyle bana hangi evde kaldım .
Dağıtmadan aklı kızdırana af.
Bakılmadan arkada kalandan çıkartırken günah .
Aklımca akacak sanmıştım bu gözlerden bend tutmayan taşkın bir ırmak.

Yalan olmuşum kendime gerçeklerden boğulduğum bu cehennemde .
Yok kalkmıştım bin kere .
Yok salmıştım kafayı bir kere .
İstese otururdu zaten .
Boktan bi delikte boğulmuştu .
Beni hep düşündüğünü söyleyip avutmuştu.
Neyin hegamonyası bu ahmakça hevesler.
Çok doymamışmıydı zamanında .
Hala neye bu hevesin .
Saramıyom diye mi?
Aramıyom diye mi ?
Yaşınmı çok kalıbını törpülüyemedimi ruhuna sınır çeken bu etten bedenin .
Diline kaçıncı güvenişin .
Yada aklıma .
Gözlerime. 

Büzülmekten yok olan dudaklarını kaç kere parçalattın.
Kimi zevk kimi büyü .
Elindeki gücü farkedince hatırla nasıl tutundular sana .
Sıkıldığında parmağın göstermedi mi yolu .
Hala nasıl göstermesin diye tutuyosun .
Büyüdün mü?
Çok mu ah aldın ?
Hala mı suçu kendine atarsın .
Neyin tartısı bu ukala ?
Geleverebilen kaçıncı tutamaç , nasıl ki kamburlaşmış bu ulu çınara.
Dök !
Yazcam daha

Hep bahanen karanlık dimi .
Anlatma zaten bana aydınlığını .
Zekanın boktan yazılarını şifreleme sevdan .
Belki çocuğundan kaçırma şeysi geçmiş olgunluğunu .
Sen okuduğunda anlamayacakmısın burda .
Sorup bir kayıt anı oluşturuyorum sana .
Bu kaçıncı ?

Kaçıncı lan bu rüyalarının içine eden .
Kaçıncı lan bu gözlerindeki alevi parlatan .
Kaçıncı lan bu sıkılacağın her bir alev içinden sana tutturan .
Bağırıyo mu burdayım diye .
Yoo.

Birşeylere heveslenme konusunda hala imrendiğim bir yoldasın .
Belki burdasın belki değilsin .
Çoğu zaman kaçırıyorum bu hevesliklerini .
Çoğu zaman kırbaçlıyorum dumanlarımı .
Çoğu zaman hükmediyorum aforizmalarına ,
Aklına mukayet ol yoksa giderim . 
Her baktığında içinden kaybolduğu için küfredersin kendine .
Ağlamazdın dimi sen .
Ben ağlarım .
Ben yakarım ömür denen bu mumu .
Ben rahatım zaten .
Sen değil !
Ben ölümsüzüm zaten , sen değil .
Ben yazılmış bir kuralım , sen değil .
Çok gelme yanıma alma güzelim aklımdan öğüt .
Ben bilirim ama istemem.
Ben yaparım ama sızlanmam .
Ben özgürüm sen değil.
Ben hala uçarım , sen şimdi değil .
Uçacağın zamana bir not taklayı unutma!

Hem bitirmemişmiydik biz o şeyleri .
Herşeyi düşünmüştün zaten her ihtimali .
Yapsana .
Sen istiyosun ki biri çeksin seni .
Kim ne zaman çekti seni .
Hep sen atılmadın mı bu zamana kadar !
Hep sen isteyip almadın mı ?
Neyi isteyipte alamadın ?
Yok sen iyisin dimi ?
Şüküre mi sığınacaksın .
Peh !
Korkak !
Bak ben derim , kimse diyemez dağıtırsın suratını dimi ?
Benimkini dağıtsana 
Ukala.
Yazsana sende kendi isteklerini satırlara
Benden geçirme ama 
Direk çakıştır kalemine .

Boş şeyler , bana göre yitip gideceksin 
Anına takıl sabrını ileriki anına harca .
Vazgeç yapmayacaklarından gitme peşinden 
Bana çaktır bari .
Fevriliğini öngörülmez yapma .
Diz çöktüğün mevkiye benden yakınma .
Çokta ayrı değiliz .
Ben bilmezmiydim umutlanmayı.
Ben istemezmiydim güvenmek .
Sarsıntılı bir rota geniş bir yüzey alanı gerektirir .
Geniş olansa batmaz en fazla ters döner.
Ben kabulüm ama sen değil .
Bak minik ukala hala belkide bunu bekliyorum .
Her ne kadar kızsamda seviyorum seni.
Öngörülmezliğin umudumu çekiştiriyo .
Bu yüzden hala ölmeyişim .

Seviyorum seni 
Kurtar bizi !
Merak etme hep burdayım .
Gidecek başka yerim yok !


11 Şubat 2024 Pazar

Vızvızik

Sarsılan bir devranda kum kalmış aidiyet

Hani bana hürriyet .

Palaskamdan biçare ölümüne tutarsız bu eziyet .

Kan damlardı matarama ,

İnsan oğlu içer çiğ süt , yer canlı canlı löp et.

Kaldır şakaklarından doğru , gökyüzü zaten peşimde ilelebet.


Kırk kamıştı aklım ,

Girerse kanıma parlar gözlerim .

Büyükçe idi seninki , tutulurdum yada paslanırdım .

Dökme suyu bana , zaten yanmışım ,

Zaten sarhoşum , var mıydı aklım karışmış.

Yaparmıydım boyumdan bir ölçü eğer olmasaydı .

Benim boyumdan ,

Şu ankinin boyu kimin .

Kimdi o tarihe saklanmış ?

Neden ismini gizlemiş ?

Neden inmiş derinlere yedirtmiş kendini kaldıraçlı bu sisteme ,

Neden söndürmüş ışığımızı sahte yollar sunarken bizlere ,

Hem herkes nasıl belirler yolu ,

Kim okumuş yukarı çıkanlardan ,

Onlar neden okutmuş bizi ?

Bunu kim kabul etmiş .

Ben etmedim ,

Sen ettin mi ?


Gözlerine baktım , korkaktım bakışlarından .

Gözlerine baktım , korkardım dalışlarından .

Gözlerine baktım , korkarım kaçışının olmasından .

Bir sefahat sürdüm belirli alemlerde .

Oranın sahibiydim 

Bir şeytan , bir ben .

O yapar ben izlerdim .

Dinlerdim dilinden bende isterdim .

Saklardım belki gerçekleri kendimden ..

Alıştırmıştı kalbim derin cennet özleminden .

Yada susardım dudaklarına 

Kuruturcasına emip bitirmek isterdim .

Ben mi ?

İnsan .

Bulduğumda neden bitirmeyeyim .

Sevdiğimde neden açıkça söyleyeyim .

Severmiydin o zaman bu kadar beni ?

Şu kadar ben varken hangi tartım doğru ki ?

Gitgellerle sallantıda bir beyin .

Sen önüme gel , bu konuya bir değin .

Geniş omuzlarıma o güzel suratını bir değin .

Esmerdi kalbim , sarışındı gözlerim  ;

Travmalarını patlatan bu silahtan çıkar mı kafamı patlatan anti septik bir lehim .

Düğümlerdi gözlerini,

O zaman çekebilirdim gözlerinden ,

Gözlerimi ,

Gözlerin mi kocaman ?

Yoksa ben mi çok görüyorum .

Sağ bileğinde mi o ben ?

Yoksa sol yanın mı benim ?

Dillerim bükülesice ,

Bu kararsızlığım benim .

Getir o naif kollarını bana ,

Omuzlarına doğru naifçe öpeyim .


25 Aralık 2023 Pazartesi

Derinliğin Silüeti

 Oh be !

Bir nefes aldım.

Anlamsız sapaklarıma bir gir çık la kurtardım.

Ya seçseydim sefahatin ihtimalini.

Ne kalırdı elimde ?

Etimden sıyrılırmıydı ruhum .

Gökyüzünde aslı ilizyon mutlulukla , yaşarmıydım bu cehennemde . 

Bakarmıydım yıkılmış umuduma doğan kara gecelerde 

Yanlızlığıma içten bi silüet 

Yapıştır bana 

Bi nefes daha 


Belki öperdim kurumuş olan dudaklarını

Kat ve kat kuruturcasına .

Çatlaklarına zirkederken beden özüm .

Bakakalırdım bacaklarına

Yada gözlerine ,

Bu sefer belki daha erken .

Tamamlanırken tenim yanardı alevim sırtımda

Söndüremeyen parçam olurken sektire gecirirdik zamanı ,

Balıklar gibi doygun suyun sıkıstıran rahatında .


Sen mi ben 

Ben mi aptal 

Yokuşta koşturan canavarımı hengameden uzak tutarak gel 

Canımı yakmadan 

Buzlu bir merdiven çıkar gibi yavaşça 

Avlanan baykuşlar farketmeden ,

Etimden fırlayan her bir şarapnel 

Kimseye sormadan büstüme gel 

Neyse derin bi nefes aldım 


Hem daha iyi degilmidir uzaklık 

Bak ukalalığım onay bekleyecek 

Gözlerin hep gözümün önünde olunca,

Anlam ve söz dalardı.

İnerdi en derinlere ,

Seni çekerdi kolundan ,

Beni suya olan merakımdan .

Dalardım en dibe ,

Bakardım gözlerine ,

Okyanusun içinde daha bi baska olurdu 

Ve farklı bir alev sarardı içimi

Oh be !

Rahat bi nefes aldım .

Bitti mi , hayır !


Yakalardım boşluğu 

Tutar derdim sen bi dur ben gelicem

Tartardım getirirdim seni ardımdan 

Sonra derdim bura böyle kalsın 

Ben oraya gelicem 

Biz gelicez 

Gözden uzak.

...

Sapaklarımın hangi patikası bu

Hangi çileye isyanım 

Neyin örüntüsü

Elimde kalan hangi payın avuntusu

İçimde kımıldayan bu solucan neyin sıkıntısı 

Neyse bir nefes aldım .

Eşsiz bataklığımın dibinden geceye devam .

Başka bir geleceğimden sırası gelen zamana selam .












25 Temmuz 2023 Salı

Zorundayım

İsterdim sonsuza değin ilelebet o hissini sevdiğim

İsterdim orada yok olmak.

O rahatını sevdiğim .

O yanağımdaki sürtünmesini sevdiğim .

Onlarca sürtünmenin en güzellerinin bile yanına yaklaşamayacak kalbin .

Benim sonsuzumun , çoğunluğumu

İdrakımın alamayacağı şeyin , tezahürünü cümleye döküp sevgimi dile getirmek .

Çarkta olmamak çentik .

Sur vurmamak bilince .

Özgür edebilmek en büyük düşü .

Ve sana önderlik edip gösterebilmek .

Aslında herkese göstermek .

Ama seni yanımda taşıyarak.


Neden  bulur anlam bekada ahir .

Anlayamadığından mı *

Anlayıpta utancından mı .

Bak ağladım bugün en yüksek mevkiye .

İstemedim gene döktüm meyimi .

Nahoştan bir boşluk sonsuz .

Biz değilmiydik .

Her yeri doldurmamışmıydık .

Nedir bu kazanma hırsı boş şeylere karşı .

Neyi kazanamadım aklımdan başka 

Ney götürdü onu 

Dem acıtmış onu .

Sertleşmiş .

Duramaz hafif güçlendirir .

Gerekmez gerçekten bilek bir güç.

Ölüm değil sonu umut sonsuz yolun  . 

Bitir kibrit 

Bak taşla bitir . 

Kalbe ağır bu taşı fikre değir .


Anlamsız bir maske unutkamış .

Umursadım onu , zehir istememiş .

Gerekçeler yolu azrail gibi tırpanlamış .

Zarureten büyümüş damardaki gerçek kamış .


Gerçek sever mi ?

Beğenirmi aşk bedeni .

Aramaz mı kendinde kusuru fani .

Dünya hali çeker içine çekeni .

Elleri 

Ses çıkartıyor sanki o dilleri .

Tadını sadece ben bilmeli .


Görürdüm düşlerimde .

Huzurdu .

Sesti o duymayan kulaklarıma .

Tam olarak anlamasa da hissetmişti beni .

Tatmıştı .

Bilirdi..

Kıskanç gibi .


Yaşamak tatmak seni ilelebet eksilmeden hücre

Bitirmek açlığı 

Yavru bir kartalın imrenmesi rüzgarda uçan minik serçelere .

Cennet özlemi hayat .

Kandıran aşçıların küfürlerden taştığı .


Koşuyorum çok zor  .

Hissettiğim azalıyomuş gibi oluyo .

Ayaklarım karıncalanır gibi .

Aklım akıyor gibi .

Nefesim duruyor gibi .

Takatim süzülmüş gibi .

İşlenmiş demir gibi .

Olmuyor .

Güçlü bir iradeye güçlü bir sınav  .

Yok sikayet paylaşmaktan başka .

Kaldırmak umudu tetik çekmek boş bir bataklığa .

Dayanma limitini sürdürmek mecbur kadim benliğe .

Azdırmak merakı zorlaşıyor .

Üzüyor beni , durduruyo .

Yetersiz bilgi var hala 

Hemde çok . 

Yetememiş isteğim var sana karşı ne yapacağımı bilmediğim .

İstemlerimi işlemek var .

Sonu yok .

Başı var . 

Dibi yok . 

Arşı var. 

Sönüp duran bir alevim var .

Baktığın da bana kalın bir kaş .


İleri gidiyorum  .

Mecbur gibi .

Ama

.

4 Temmuz 2023 Salı

Kambursuz Bİr Zangoç


 Gel güzüme güç .

Salıver dünyaya eteklerini .

Binbir türlü noktalarını savur göçebe kuşlarla .

Ulaştır yüreğime .

Affet


Gönderilmemiş bir mektupta yazardı mahsumiyet .

Ulaşmıştı . 

Unutmuştu .

Hatırlamıştı .

Nankördü .

Alçak !


Seslendi mi şair , kafası güzeldi .

Anlamsızlaştırma karartısı patlamıştı .

Sakinleşti .

Kim alçaklaştırmamıştı ?

Kim vurmuştu yüreğini boştan bir urgana sallandırmadan !

O yapmıştı ! 

Aman aklına takılmasın birşey  , kapılırdı düşüncelere .

Belki haklıydı . 

Bilinmez bir gemide çuvallayan forsaları kurtakmakmış görevi .

Sanki kanadı vardı .

Sorsan aklı vardı .

Kapılırdı kibrine . 

Evet eritmişti .

Belki de altta birikmişti .

Bundan çok korkmuştu .

Bastı gitti .

Atlayıp gitti öyle , bakmadı bile ardına  , düşünmedi ,hiç acımadı .

Umursamadı kimseyi , dinlemedi .

Yetmişti artık , bağıra bağıra küfürler ede ede öyle sıka sıka gitti .

Demiştim ya hah ! bastı gitti .


Durdu bi ara haklımıydı ?

Bi düşündü , bayağıdır düşünmemişti .

Siktir !

Bastı gitti işte .

Kayboldu durdu baktı .

Kalktı baktı .

Sevdi baktı ,

Sövdü baktı ,

Saydı baktı .


Yat , kalk , ye , iç , dur , yap !

Yaktı gitti !

Esti gitti !


Sanki bir dumandı .

Güzel bacaklara bakardı . 

Sevmekten korkar , sanrılara tapardı .

Ağzında bir boru üfletip kuşları peşine takardı . 

Konanlara bakar tepesi atana ....


Başıbozuk bir orman kaçgını  

Kaçmış gitmiş bir yere .

Gelir bazen ara ara 

Sanar kendini alaca bir bora .

Bağırırda ara ara .

Tutarım boğazından atarım bazen kenara .

Vazgeçmez huyundan fikri kuruyasıca .

Zayıflar , beslenir , güçlenir başlar ondan sonra naralara .

Umursamaz yılgınlığı atar ara ara .

Sürüklemektir asli görevi kavgalara 

Kanatır hedefini çöktürür diz üstüne kahkahalarla


Sır , sürgünüme bir kadeh daha ,

Veyahut ulaşılamamış "şey"lerin anlamsız tezahürü vurmuş ;

              karşımda duran mavi kapaklı dünyaya ,

Döktüm içimi boş bir bardağa 

Beklemeden eklenen acı meydi yaktı boğazımı .


Sen benim güzel yürekli arkadaşım , kaldır , kalmamış yüreğimi şaha . 

Bırak dilim dökülsün .

Dil bu durur mu?

Aşk bu sevişir mi içi boş güzellerle ?

Sen  güzeli daim etmiş yüreğine daldır elini !

Sür yüzüne , gel koynuma , bulaştır bana .

Bulanmış zihnime fikr-i münevver ,

Bozulmuş gözlerimin içine mücevher,

Zayıflamış kollarıma et ,

Körelmiş dilime tat ...


Dur ! tüm gece gözlerime bak .

Sarıl bana en sevdiğim yerimden .

Sev beni en sevdiğim yerinden . 

Öp beni o en sevdiğim uçsuz gözlerinden .









30 Mart 2022 Çarşamba

Karanlık Yolcu

 Kararlı bir ilham yakaladım bu gece .

Ayaklarımdaki demirleri nalbanta döktürdüm .

Üzerime yeni bir zırh işlettim .

                                   Kalbe yeni bir mezar .

Düşünürmüydüm ölümsüzlüğü ?

Bunu düşündüm . 

Ya başka bir kadın ?


Mutsuzluk çırpınışlarını atan bir balık gibi çırpınmak istedim yeryüzünde .

Engel vurmuş sanki birileri . 

Elimden gelecek şeyleri bana saklatmış .

Kimdi o kişi ?

Vurmak isterdim suratına ağzımdan mideme uzanan gırtlağımdaki boruyla .

Belki hafiflerdim biraz .

Belki değil hafiflerdim .

Kararsızlığım hep bi kenarda . 

Salma isteğim batırılmış sanki özel bir kadının bacak arasına .

Terbiyesizliğim kanat bulmuş .

Kaçarken aklı başımdan uçurmuş  ,

Bir kelebek bin özlem 

Sonsuz uzay , gezegen , yıldızlar hepsi renksiz bir düzlem ,

                    Deme bana karanlığımın aydınlattığı o geçecek güzel yüz .

Hatıratın yara bere , kapşon da kurtarmaz geldiyse güz .

Alış ona yara versin , eline bulaşmış bir kere ,

Kalbi yerinden fırlamış son kuyruksuz kertenkele .


Zalim olma isteğiydi , güçlü olmak adına .

Böyle bilemişti kınını .

Oraya sokardı kendini .

        Kim .

Böyle görmüştü , 

Yanlış bilmişti !

Bunu da sonradan öğrenmişti .

Öğrendiğini kendinden gizlemiş .

İçindeki ezoterik keşişlere kaptırıp terbiyesizlikle uçurmuştu bilgeliğini .

İyilik kalmış kalbinde .

İdrak yeteneği körelmiş .

İlhamını perilere yöneltmiş .

Hasta ve pis bir kalbi köreltmiş  

Olması muhtemel bir vukuati geçiştirmiş .

Dibe vurma gerçeğindi .

Dibe vurma gerçeğim .


Dinlen koynumda yatan ey eşsiz batarya .

Hani azgın dalgalar kenarlara dev kayalar atar ya .

Kaldır omzunu silk boşalt üstünü

Atlas bile dünyanın altında yatar ya


Direnme ,

Düşünme ,

Hayalperest bir balıkçının koyunda yenilmeye layık balıklar götür kedilerine .

Belki sana hakaret eder sen zark etmeden etine ,

Her kavrayış , birer yok oluş var etmesin gözüne .

Hislendirir bakışların görüntün gelmeseydi gözümün önüne 


Bir melek bin efkar , kafamın içi iblisin şayet bin bir türlü cezvesi

Karşılıklı vesveselerin alışmışlığı korkutur hala 

Sanki 

Karlı bir gecede katilin bir kötülüğün hamiyetini çizmesi .

Gözleri bile kör eden sesin , aklın hakimiyetine girmesi .

Bedenime kazımış şeytan .

Hislerimin karanlık düşüncesi .


Uçar balıklar mataramdan damlayan damlalardan atlayarak 

Hayallerime saldırır bilakis suçsuz bir kadını duvardan duvara pataklayarak .

Fırlat beni sel kadırgam 

Kaçır . 

Böyle hayatın içi daha berrak bir acı .