Evime incir ağacı diktim ,
Tam da asıl yereceği sırada .
Dört beş kilo verir , bir ayda tam tahallülünden
Ama merdivenlerden çıkıyorlar .
Hayır bildiğin dışarıdaki merdivenlerin arasından .
Arada yeni filizlenen genç fideleri çekiyorum
Bildiğin içeriden geliyor ...
Mastikin üzerinde tohum mu biter lan !
Koparıyorum dibine vuramazcasına.
Aynı yerde bir söğüdün vardı yıllar önce ,
Gribimden beni kurtarırdı ,
Kuşları yanı başıma bitiriverdi .
Çoksun
Ap açık balkonumu soğuktan koruyan bir
Donsun dallarına ulaşamayan bir güruh ,
Göze gelirken en içlerinden
Terletirdi geceleri
Kime niye kaçıncı ,
Hangi büyüde ürkmedilerdi ki ,
Sen inanmamıştın
Sanırdın , Tanrı'yı ,senin bildiklerinin ilerisinden , gidecek
Küçüklüğünü kabullenemedin ,
Verdiği nimete küfretmelerinden di !
Di ayrı dimi ?
Eğildiğin bir kaç rüku ağır geldi ,
Hayır sen teslim etmiştin !
Ettiğin birken kurban etmeye çalıştılar !
Tabiki sence
Ama bir insana bu edilemezdi
İnasan !
Bu mu oldu tepkin !
Kesilen ağaca mı ihanetin ?
Neye başkırılarından idi bu halin ?
Haykırışların !
Şu an olanlar ?
Hangisi ?
Suya koyduklarından unutamadığın taşları hatırladığın oluyor mu ?
Neden hatırlamıyorsun
Düşürdüğün o yaldızlı taşı , unutamıyorsun değil mi ?
Boy yüksekliğinde bir yerden , çıkarmıştın ,
Suda , çok güvenli bir derinlikte göğüs üstü yatarken ,
Yerde milyon taşın arasında tutabildiğin nefesinle ,
Rasgele alıp , nefes nefese yüzeyde bulduklarını ayıklarken ,
Neyin sınavıydı bu ?
Bak o kasların hala duruyor !
Bulduğun o kalbi kime vermiştin ?
Vay anasını...
Bi gam varki zamana karşı !
Ayarı yok onun , iki üç saniyelik rüyalarımı unutamadığım oluyor .
Ben çok rüya görüyorum .
Yaşadığımdan fazla gördüm ,
Ben yaşadığımda birşey görmedim ,
Sonradan ameliyat oldum birazcık gördüm ,
Onda da gözümü bozmak için hep içtim ,
Yok ben hiçtim
Dururdum sahil kenarında herkesten uzaklaşıp ,
Bakardım aya ,
Bakardım ...
Güneşler batırırdım ,
Ayı batırırdım ,
Kend ...
Yok olurdum o çizginin kesişiminde
Kaybolurdum bazen ,
Görünmeden ağlardım ,
Tutamazdım hiçbirşeyi , en çok istediğim şey o an iken .
Kaybolan bir yakamozun son ışıklarında , dudaklarından son nefesimi alacakmış gibi öperdim lan bu defa !
O anı bir daha yaşayamayacakmış gibi !
Şu an hakkını verememişim gibi ,
Neyin hakkını verebildim ki ?
Yok ben kaybolurdum
Her zaman olduğum gibi
Anlamsız bir kıskanılma içerisinde
Saçma
Kızgın ve öfkeli
Sevgin ve dingin ,
Kollarındı yemem gereken .
Ne ara vazgeçtim bu sezgiden ?
Neyin kaporasının derdine düştüm ?
Neyi büyüttüm ölümden korkmadığım halde .
Doğruydun , bu muydu .
Demez miyiz , "yaşadığımız bu küçük zaman değerli !
Zaten değerli olmasının sebebi bu !
Bu korkulacak değil yaşanacak birşey
Yaşam dediğim şey zaten bundan ibarettir!"
İnanmamış mıydın ?
Korkusuz !
Dilediğin ne varsa korkma !
Adamsızlığım an vurdu beni
Basit işsizlik ve boş kaygının verdiği basit külfeti
Dilerim taahhüttü daha sonradan gelecek süprizleri
Sen severdin .
Ben direndim !
Amin