17 Nisan 2014 Perşembe

Kazanılan Şeyler

İnsan  kendine  söz verir bazen ...
Bazı şeyleri yapmamaya karar  alır  o kararının arkasında  durur sonuna  kadar ilerletir ve tam  başardıgını zanneder  ya ..
Her şey çok guzel gider gider gider ama bişey olur son  bi kez  daha hadi  der :) . İşte o son bi kez hayatımızı değiştirebilir hugocanlar .. Sevdiğiniz birşey  hiç bir zaman son bir kez yapıcam denilirse  yapılmaz ! ya  yapacaksınız  yada  yapmayacaksınız mesele  bu  ..

Gene neyin kafasını  açtım ben  eee hugocanikler  naptınız nasılsınız ? 

Bayagıdır  klozet olarak kullandım  burayı bea  biraz  değiştirelim  anasını  satim ...

En başa dünelimmi benlik uyarıcı  falan ne  durumdalar  bunlar  biraz inceleyelim anasını  satim :P

Kukla aleminin başını  derde nasıl sokarlar  bu meretler bi bakalım .. Önce bi  hikaye yazalım oradan  bakarız :D

SENE 1990

Geizburg bremen kentinde yaşayan çevrelesine göre aşırı yaratıcı bi  çocuktu . Ailesinden cok iyi terbiye  almış  olup  onlardan  özellikle  istediği  birşey yoktu . Oyuncaklarını  kendi yapar ve  çogu  insanı  hayretler  bırakacak bir şekilde oynardı . Hayal gücü  cok aşırı kuvvetliydi . Yaptıgı  oyuncaklara  bir  kişilik  tahsis  ederdi  ve  oynadıgı  hiç  bir  oyunda kişiligini  adını  sevdiği  seyleri değiştirmezdi. Geizburg kendi  capında  bir  dunya  kurmuş oyuncaklar  yaratmıştı. Oyuncakları kendi  yonettiği  halde onlara  kendi  istedigi  seyleri yaptıramıyordu  cunku  onların  olustugu sekillere  kinayen  kafasında kişiliklerini biçimlemiş  ve  yapacagı  seyleri  tahmin edebilmişti . Aslında  geizburg  sadece onları izliyor onlarla  oynamıyordu arada  araya  girip  bazı  mucizeler gerçekleştiriyordu minik  oyuncak ütopyasında .... 

Geizburgun bu oyun şekli ona   insanları  önceden tanıması ve enpati gibi bazı  önemli  seyleri kazandırmıştı . Ama onu  coklu  ilişkilerden uzaklaştırmıştı .Değiştirebileceği  şeyleri  izleme yonünü alışkanlık etmişti . Ama bi o  kadar muhabbeti  nabza şerbet vermeyi iyi bilen Geizburg cocuklugu boyunca izlemeyi secmişti.. 

SENE 2000

Geizburg yaşını kabullenememeye başlamıştı . Oyuncak ütopyasıyla  arkadaşları dalga  geçecegi için  gizli kaçamak bulusuyordu . Ve  sonunda o zamanı sonsuz olan ütopyasına biraz zaman eklemeye  başlamıştı ..
O minik dunya  yavaş yavaş  şekillenmeye başlamıştı . yalnız  bu sefer  GEizburgun dış  dunyasından esinlemeler o dunyanın  yapısını şekillendirmeye başlamıştı .  minik dunyada gruplaşmalar  olmus  ve ani bir  sekilde gruplar  fiziki olmayan bir  güç gösterisine girişmişlerdi ..

Geizburg karşı cinsleri  keşfetmişti . İlk başlarda  ne olacagını  falan  anlayamamış sonra  etrafındaki objelere bakarak durumu  anlamaya çalışmıştı .. Sonra  Geizburg  amansız  aşk  furyalarına  karışmıştı .. Gelenler gidenler  olmuştu .

Geizburg büyüdükçe minik dünyası karmaşaya  tutulmuştu . Kavgalar  gürültüler  olaylar olaylar ... hafiften  hayatına  giren  bilgisayar  onu  minik dunyasıyla  zaman arasını  açmaya başlamıştı.. 

Geizburg  minik  utopyasının sonunu  husranlı  bir  şekilde  getirmişti .. cogu  gruptaki  buyukler  yaşlanmış veya  kavgalarda ölmüstu digerlerinide kendi hallerine bırakmıstı  o artık gercek dünyadaki bir oyuncak olmaya hazırdı .. Hatta cogu oyuncaktan daha yetenekli  bilgili  ve avantajlıydı .. bazı  ozel cakraları onceden acılmış  nasıl sorgulayacagını  bilen  kotulugu iyiligi farkeden cozumseyen bir  oyuncaktı o .. ama izleme alışkanlıgı onla  beraber di . 


Geizburg meraklı maceracı ve rahat olmayı seven  bir  birey  olmuştu ... 3  kelimelik cumleyi 5  kelimeye  doker ve  3  kelime  soyleniş hızıyla konusurdu .. Aslında sessizliği  severdi . Sezsiz kalmak  için kelimelerini hızlandırırdı anlatacagı  şeylerin  hemen bitmesini isterdi .. Ama  geniş  merak ve araştırma duygusu dogrusal bir  orantıyla  beynine vurmuş olup anlatacagı  seylerin  sayısını artırdıgından  dolayı sessiz kalmasını engellerdi . Çocukluktan kalma beyninin merak isteği  o kadar  fazladıyki an içerisinde onlarca  seyle  ugrasıp her birine  algoritma kurardı .Zaman içerisinde  bu  hızlandı . Çok  gelişmiş son nesil jiletleriyle sakalınızı kokunden.................................. (ehehehehhe :P)


SENE 2010 

Geizburg bir  yol  edinme  ihtiyacı duyuyordu artık  oda birileriyle  aynı  şekilde düşünmek muhalif durmamak istiyordu . Bi kaç gruba  girdi cıktı olmadı . Kendine  ayrı bir yol olusturmuştu . Boyle  bir  insanın yapabileceği son seyleri yapıyordu . Aşırı standart cizgilere  bağlamıştı kendini  cömert ve iyi niyetli olmasına ragmen  sert  ve  kesin  cizgileri olan biri haline dönüşmüştü .. Kendini bile  tanıyamıyacak hale  gelmişti  . Çocukken  ögrendiği  mobbing tekniklerini  birer  birer  uyguluyor  ve  kendini farkettirmeden yukseltiyordu çok kötü bir adamdı  o  çok  kotu .
Geizburg herşeyin farkına varmıştı  butun  bu  oyunun gerçek  amacını  çozmustu  ama dile  getiremiyordu . kotuluklere  fenalıklara  haylazlıklara siktir  çekmiş hayatını  güzelleştirecek  şeylere  yongunlaşmıştı . Heyecan heyecan hayatının her  saniyesini  bir  heyecan bürümeyi  başarmış  mutlu  bir  birey olmuştu . Yeteneklerini sonuna  kadar  kullanmayı  ve merak duygusunu azaltmayı  başarmıştı . Dünyayı yüzelsel olarak görebilmeyi  ve  herşeye  dil  cıkartabilecek  kadar neşeli bir  adam olmustu ..

SENE 2020

Geizburg artık hayatındaki  heyecan kelimesini silmiş yerine rahatlık kelimesini yerleştirmişti  . yani  artık rahatlık  kelimesi  ona  daha cok  tat  vermeye başlamıştı . 2 çocuk babası olan Geizburg artık hedefleri  oldugu  için daha mutluydu . Hafiften emeklilik hayalleri burumustu  hayatını . Pek sevmediği  patronuyla  sürekli bir  diyalog halinde olması onun kariyerini yıldızlarla  donatıyordu  . İş hayatında gerçekten çok profesyoneldi . İş  çıkışındada  babacan bir  adam  olması  onun  çevresi tarafından tutulmasına meyil oluyordu . Eeee nede olsa o cocuklugunda bir profesyoneldi .

SENE 2030 

Geizburg rahatlıgın tüm  felsefesini kapmış daha da ilginç bir  adam  olmuştu . Mevkisi  artık  düzen yaratabilecek  veya  bozabilecek  gücü ona  bahşediyordu . İnsanlar  artık  ona  o kadar guveniyorduki  kararlarını  sorgulamıyorlardı. 
Geizburg  halinden fazla  memnun değildi kafasında  kurdugu rahatlık biçimiyle  yaşandısı paralel  değildi ..
Bu arada çocuk sayısı 4 oldu :D Geizburg yıllar  boyunca  insanlarla iletişim halindeydi. Şimdi ise  insanlar  onun dediklerini sorgulamadan hatta  dinlemeden kabul  ediyorlardı . Bir  tartışma  konusu  olmuyordu. 

Geizburg  öfkeliydi  tüm  güce  sahip  ama ne yapacaktı  o  gücle . Kenara  çekilmeyi  şeçti . Dağ  hayatı  yaşarım dedi ama  karısı  ve  cocukları  ona  engel  olmustu . İçlerinden onlara  öfkesi vardı  ama  onlara  belli  etmiyordu . Biraz  uzaklaştı  ailesinden  birkaç arkadaşıyla  beraber yeşil norveç  dağlarına  gittiler  tatil için . o haftaları  ömründeki  en  mutlu  anları  olabilirdi .Döndügünde  eskisine  göre  daha az strestli ve daha az öfkeliydi. 

Kızının evleneceği gün gelmişti . Kendisi  özenerek  hazırlanmıs  yola  koyulmustu . Diğer çocukları  ve hanımı ondan önce  yola çıkmış  ve evde damada verilecek cafcaflı bir saat unutulmustu. Geizburg  geri  donerken  arabanın  lastiği inmeye  başlamıstı . En yakın  benzinliğe  giden  Geizburg  yanlış  bir anda  orada  bulunmuştu . Benzinlige  gidikten sonra  benzinliğin marketinde vitrinlere  bakmaya  girdi  .2dk sonra  2  kişi  marketi  soymaya  gelip yusek sesle  kasiyere bagırdı . Bu sırada  Geizburg hayatındaki  en yanlış  hamleyi yaptı . Ve vucuduna  3  kursun sıkıldı . Geizburg  sert bir  gülümsemeyle yere düştü ve orada hayata  gözlerini yumdu .

Geizburg tan olayı ele  alalım . İnsanın algıları  cocukken  gelişir hani derler  ya  çocugugun gelişimi  onemlidir  işte bu  yüzden . Çocuk  genellikle kendine  bir  örnek  belirler ve  ona  göre ilerler  bu geizburg biraz değişik birşey takılmayalım ona :P

Sonra  insanoglu yaşamı  gorur  ve beyni  cocuklugundakine  göre  sentezlemeye  başlar  bu  arada kotu  cocuk  vardır  değiştirilecebilirde .

İnsanoglu kumbara  gibidir gördükçe algılama yetenegine  gore  bilgileri  alır  . Gerektiğinde kullanır  yada  kullanmaz .

Ve insaoglu  eninde sonuda  bir  yol buluverir kendine  sabırlı  olması  gerekir  bunun  için . ve  ilk  iki  mantıklı  ayrı yolu  oldugu  zaman  benligini   keşfeder . Benliği metafiziksel  bi olaydır  açıklayamam  genellikle  iyimser olur . Ve  bu  yoldaki  verecegi  ilk  cevap ve " cevaba gidiş  yolu"  onun  kişiliğini  belirler .

Kişilik bir  şeye  bagımlılık  gibidir  ilkinde haz  verir  sonra onu  yapma  mecburiyetinde hissedersin . Ama  kişilik  değiştirilemeyen bir şey  değildir  ama  bagımlı oldugunuz  birşeyi  bırakmak  için inanç ,ugraş  , sabır ve değişiklik gereklidir ....


herşeye  iyi  bakın pıtırcıklar :)))
Sevin sevilin bırakın..
sağlıcakla :))))

Hacittt hoooopp bekle  !