20 Ağustos 2024 Salı

İnsancık

 Küçük planların büyük sonuçları olmaz ! Büyük sonuçlar için büyük amaçlar gereklidir . Peki büyük amaç nedir ? Can sıkıntısına karşı inancına verdiğin bir heveslik değilmidir? Yada bu yaşında daha da büyük kurabileceğin bir cümle kalmadı mı? 

Okumak bilgi getirir , fazlasını değil ! Fazlasını istiyorsan koşarsın canım hedefine , ama güzel bir plan kurarak . Güzel plan kurmak zordur bir tanem . kurduğunu sanarsın ama insansındır . Bu hayat , sınavını denetir üstünde yine . Hiç beklemediğin yerlerden , olmaz artık dediğin şeyler olur kafanın içinde . Hayat da değildir bunu yapan . Hatta sende değilsindir. bazı şeyler senin fıtratından ötürü çıkagelir önüne . Hiç  beklemediğin yollardan kapar yolunu . Düzeltmeye çalışırsın daha çok batar . kabul edersin yolun kayar , yolunda kalırsın içinde ukde yapar . Saçma sapan bir döngüdür bu . Çıkacağını zannedersin , eninde sonunda çıkacaksındır da ! bunu da bilirsin ama , o "ama" varya saatlerini çürütür , buz gibi sert olduğunu düşündüğün o benliğin , aynı zannettiğin o buz gibi minik bir çakmak alevinde yıllar boyunca yavaş yavaş eriyiverir . 

Saçma problemlerin çıkar gün yüzüne , yediremezsin , yedi düvele siktir çeken o haline gelir (o) gerçek hislerin , acıtır canını , yok olmak istersin , onunda bir haltı düzeltemeyeceğini bildiğin için korkaklıkla suçlarsın kendini yada pes ettiğini kabul etmenin verdiği can yakan o kahpece acıyı kabul edebilecek gururda olmadığını düşünürsün .

Şöyle düşün aşkım ! Bir geleceğe vakıfsın . Yazılmıştır o içine , belki de dışına , hadi hiç birini kabul etme , onca olasılık sonucunda sonucu bellidir zaten herşeyin . Sen böyle düşünmezmisin ! Hep mi erkeklik ! hep mi kavga , hep boş mu lan bu cesaret , yapamıyor musun strateji  !

Verdiğin her kararın arkasında ileride ne olacağı var ! Sen istesende istemesende ! Bir gölde salınan boş bir dal parçası değilmisin sen moruk . Hangi taşlara çarpıp budandığını en iyi sen bilirsin . Kimini jilet gibi yapan o kayalar seni nasıl yuvarlak arada çatlakları olan o yüzeyi geniş kütük parçasına çevirdi .

Hala mı güvenmek için can atarsın ? Senin kendinde biten birşeyi , başkalarından ötürü suçlamandan mıdır bu kolaya kaçışların . Halamı suratlarına küfredersin ! Gücüne güvenip sikip atabileceğin herkesi , empati yoksunu bu bedenine siktir et diye saldırtırmısın ? 

Bu kadar nifak niye .

Bu karmaşıklık niye .

Hedefine ulaşan adım adım planlarınnın arasına giren insani zaaflarının vicdani sorgulaması niye. Hasta değilmisin sen ! Tasdiklemediler mi lan seni ! Uyutmaya çalışmadılar mı sürekli ilaçla ! Onlara karşı geldiğin zamanda senin niyedir bu çaban .

İnsansın hata yaparsın . İnsansın kötü düşünürsün . İnsansın inancın da zayıflar . Ama yüklenme bu kadar !

Sadece odaklan ! Ve hata yapmaktan çekinme ! Çekindiğin her hata belki de güzel bir geleceği karartır . Şunu da bil , tek bir zamanın olduğundan neyin hata olup olmadığının farkına varamayacaksın , şu hayatında yapmadığın şeylerin olasılıklarının getirisini hiçbir zaman  bilemeyeceksin , tahminlerinin garantisi olmayacak ve her bir ihtimal bir yüzde olarak paylaşılacak , malesef gerçek olan bu .Sen düşünme bunları . Ve unutma insansın hata yapmak fıtratında var , mantıksız şeyleri istemek , arzulamak ömrün boyunca yaşayacağın şeyler olacak . 

Sadece inan , gerçekten inan , zaten hiç bir şey farketmeyecek .

7 Haziran 2024 Cuma

D1419

 Umutsun sen 

İçimde yeşertip dısarı vurmadığım

Kibirsin sen 

Arkasından halledip dışarı tevazuyla yansıttığım

Kitapsın sen

Okudukça daha çok kafamı karıştırıp baş ucuma koymak istediğim 

Sevgisin sen 

Etrafımda haset oluşmasını istemediğimden söylemekten çekindiğim

Yargıçsın sen 

Hatalarımı bana göstertip kendimi yola getirmek için vicdan azabı çektiğim 

Zangoçsun sen

En durgun anlarımda zile dokunduğunda aniden titrediğim

Heykelsin sen 

Bakımsız ellerinin bile estetikliğinden , beynimin içini kendimce bilediğim

Aptalsın sen 

Bile isteye yanlışa adım attığımı görüp peşimden gelmediğin 

Sarhoşsun sen 

Neden peşimden geldiginin hala sebebini bilemediğin

Vakitsin sen 

Geçip giden herşeyin arkasından sadece bakabildiğim

Yok musun sen 

Uydurmuş olduğum rüyalarımın başlangıcını bulmak istediğim 

Görmeksin sen

Tanrının ispatı , dünyayı döndüren o güzel gözlerinin

Beklemeksin sen 

Sağanağın altında duman çekerken ıslaklık hissetmediğim

Yaşamsın sen 

En güzel anımı yaşarken hiç bitmesini istemediğim

Sevmeksin sen

Kelimelerle anlatılmayıp gözbebeklerimin içine işlediğin 




30 Mayıs 2024 Perşembe

Yüze Özel Bir Yazı

 Özel bir yazı olmalı bu . Belki bıraktığım düşlerden sürgün yemiş kalplerinize umut yeşerten , bir ilk bahar yağmur damlası . Sonsuz sürgünüzü biçmek için gelen o son çabanın vermiş olduğu canavarca kuvvet . Belkide anlamsız kelimelere biçilmiş, italyan terzilerin dikerken akıttığı o yekpare anlamı olan son ter damlası.  Bittiğinde o kadar mutlu olamayacaksın belki . Anlamsız mücadelede gene sebep yolunu soru işaretleriyle dolduracaksın . Hiç birine açıklık getiremeyeceksin gene örüntülerinin , ama biliyosun ki ne çaban bitecek ne arayışının ne de içinde oluşan o merak azalacak . Söylesene neden ?


Hangi anlam oluşturdu olgunu . Hangi duyduğun kelam güç verdi merakına . Ailen  arkadaşların , ilişkilerin,  kavgan ! Ne zaman son vereceksin uzaklaşmaktan haz duyan zekana , buğu verip onu boğuklaştıran seslerden . Ne zaman zevk alacaksın pörtlek gözlerini fal taşı gibi açıp gözünün önündeki gerçeklere göre istediğin cevapları vermekten . Hangi depresyonun kıyısında kendine merhamet edip salıvereceksin geçmişini.  Bilgilerin doldurmadı mı o kımıl kımıl etini . Yetersizlikler ne zaman yazılır oldu suçsuz günah defterine , hangi el açışın cevapsız kaldı bundan önce , bak bundan sonrası değil . Degil bunlar  bileğine  yük , yürek burkan ön görüşlerinin kaçında yanıldın seni ukala .


Kalk gel diyorum , biliyorum , sal diyorum . Dur bak,  gör . söyle . Kaybet artık aklını normal vakit geçirirken saklat artık şarapnel parçalarını karaciğerinin iç tarafında birikmiş fazlalık yağ dokularının ortalarına . İradeni normal bir erkek gibi ket vurmadan unut arada . Limit koyup , erdem diye yedirtme kendine . Yat diyorum ukala , kalk diyorum .


Baka gelen ardından isterse git . Çak ! diyorum yapabildigin en iyi şeyi yap diyorum . Unutulacaksın toprağın alnının ucunda tat diyorum . 


Duymayan sol kulağına fıslıtıyla söyleyen canavarını duymama çabasından vazgeç . Sivrilecek bi yerin kalmadı daha . Elindekini tat diyorum . Uyuşan tenindeki hissiyatın zevkini sür . İçindeki karmaşayla savaşmaktan vazgeç.  Oyna oyununu , bak dalgana.  


Hayat süre gelen ve bitene kadar üzerine gelecek bir oyun . Tanrı değilsin sen her ihtimali düşünemezsin.  Her şeyi kontrol edemezsin , kendini olay akışının içinde bulunan bir aks olmadan . Merhametine büyüklük biçemezsin insan olarak . Büyülü gözlerini saklatamazsın içine bakmak isteyenlerden ve bundan suç arayamazsın kendinde . 


Kaybetme kendini bi nefes al ve rutinlerini eksiltme . Olur bazen ara ara . 


Sen her bahar arar arar bulursun !

29 Nisan 2024 Pazartesi

Güzel Bir Gün

Hangisi daha güçlü sağ yada sol ?

Gözünün önünde benlenmişken  dingin bir kol .

Hangisi daha dayanıklı sağ yada sol ?

Belası ağrısından dahada bol .

Ne soldurdu gene yüzünü ?


Ne bulurdun bu alemlerde ?

Kaç gel dememişmiydi sana ?

Sen seçmemişmiydin gördüğünü .

Hatırladın mı boş boş güldüğünü ?

Dudakların kurumuştu hani !

Islatacaktın  tek amacınmışçasına .

Vazgeçtin tek kelimeyle !

Tek bir isteksizlikle sönüverdin ,

Pişmanda olmadın ,

Tanımadın geçmiş isteklerini , kandıramadın yanlış bedenlerde .

Doyurmadın mı onu ?

İstememişmiydin ?


Kaçırmışken bu şansını , kime saklattın bu kirli parçalarını ?

Hangi bedeninde kaldı o az seçmiş aklın ?

O parçaların hangisinde kaldın ?

Bedenine küfürler yağdırdığın o sürgün yerine ,

Hangi kelimelerini saklattın ?

Bitmedi mi kendi kıvrımınla olan şehvetin ?

Neyin peşindesin !

Yolunu ardına bakmadan gitmediğin ,


Hangi kalbin içindesin !

Birikimlerini yan yana koyduğunda , aradaki  farkın mesafesini çizebildiğin !

Hangi aklın peşindesin senin söyleyebildiklerinin onda birini söyleyemeyenin ! 

Hangi tadın içindesin dudaklarından hiç gitmesini istemediğinin ?

Hangi yaradanına sığındın ! kararsızlıklar içerisinde kendine yer beğendirdiğin .

Sebeplerinin ilerisi neydi , sebebini bilmediğin ? 

Neden susturdun mantığını , neydi aklını bulandırmak istediğin ?


Düşün yakamdan ! bırakın şu paçamı ve sıyıran köpeklerinizi .

Salıverin aklıma ! onu kımıldatabilecek fikirlerinizi .

Getirin artık ! bir hizaya ortak şikayetlerimizi .

Bi kaldırın beni bataklıktan ! olmayı geçmişteyken istediğim .


Değiştirin şu bedenleri  !

Kadimleştirin sözlerimi !

Sönüvermez şu kibrimi ,

Söndürüverin !


Önünüze sereyim dünyayı .

Ceketlerinize dizeyim , sizi yukarı kaldıracak rozetleri .

Çekiştirin gözümden küçümsemeleri .

Canlılık verin içtenliğime !

Ve , şu 

Ölme isteğime bi son verin !


Parçalayın bedenimi ! yakın olan şu dağların ardında .

Kollarımı bir dilenciye verin .

Dillerime bir düğüm verin .

Ve şu karanlığa da bir son verin .

19 Mart 2024 Salı

De Persona

Bindire gelen anılardan aralarına çağırırlar . 
Burdayım puşt , postu temiz kurtlar . 
Hakaret ve acılar . 
Varmıydı atan kalbin nasıl olsa kalkar sızlar.

Selam minik ukala .
Hangi söylenilen adındasın bu gün . 
Hangi gıdıklaması canlanır kulağında . 
Kalbin morfin atağında . 
Patlat şu camları .
Duvarlara yapıştır kanları .
Hangi kesilmemiş bileğinde güç kaldı .

Semaya yakınmıydı annesinin adını mırıldanıp ağlayanlar.
Azraile güç göstermemişlermiydi .
Süngülerini yağlamamışlarmıydı o gece.
Düşünmemişlermiydi mutluluğu .
Hepsinin kendince vardı fikri.
Sararken geceyi , tanımadıklarına kendini tümü kadar tanıtmışlardı.
Kimi tat , kimi hece , kimi manzaraydı .
Kimi hala hatıraydı .
Kimi yokuşta 
Belki başındaydı.
 
O eski esenden yok eser .
Büyük bir vicdan tutan seni .
Büyük bir sınav bu ortasında olduğun .
Hala imrendiğin huzuruna mey dök.
Yok ucu gibi.
Çoktan bitirdin o miniği.
Kalan büyükler hep baskı 
Hep bi kalıp yok o , yok bu 
Hayır  ,biten yolda ne bu derdin ?
Kıçındaki hangi kaşıntı bu irin tutan .
Dilinde tek bir sönmeyenin .
Bu defa diğerinden değil.
Belki sol yanımdan
Belki senin sağından
Ürkekliğim beden tüketecek 
Kiminkini vereyim .
Ben hala doyamadım 
Söyle bana hangi evde kaldım .
Dağıtmadan aklı kızdırana af.
Bakılmadan arkada kalandan çıkartırken günah .
Aklımca akacak sanmıştım bu gözlerden bend tutmayan taşkın bir ırmak.

Yalan olmuşum kendime gerçeklerden boğulduğum bu cehennemde .
Yok kalkmıştım bin kere .
Yok salmıştım kafayı bir kere .
İstese otururdu zaten .
Boktan bi delikte boğulmuştu .
Beni hep düşündüğünü söyleyip avutmuştu.
Neyin hegamonyası bu ahmakça hevesler.
Çok doymamışmıydı zamanında .
Hala neye bu hevesin .
Saramıyom diye mi?
Aramıyom diye mi ?
Yaşınmı çok kalıbını törpülüyemedimi ruhuna sınır çeken bu etten bedenin .
Diline kaçıncı güvenişin .
Yada aklıma .
Gözlerime. 

Büzülmekten yok olan dudaklarını kaç kere parçalattın.
Kimi zevk kimi büyü .
Elindeki gücü farkedince hatırla nasıl tutundular sana .
Sıkıldığında parmağın göstermedi mi yolu .
Hala nasıl göstermesin diye tutuyosun .
Büyüdün mü?
Çok mu ah aldın ?
Hala mı suçu kendine atarsın .
Neyin tartısı bu ukala ?
Geleverebilen kaçıncı tutamaç , nasıl ki kamburlaşmış bu ulu çınara.
Dök !
Yazcam daha

Hep bahanen karanlık dimi .
Anlatma zaten bana aydınlığını .
Zekanın boktan yazılarını şifreleme sevdan .
Belki çocuğundan kaçırma şeysi geçmiş olgunluğunu .
Sen okuduğunda anlamayacakmısın burda .
Sorup bir kayıt anı oluşturuyorum sana .
Bu kaçıncı ?

Kaçıncı lan bu rüyalarının içine eden .
Kaçıncı lan bu gözlerindeki alevi parlatan .
Kaçıncı lan bu sıkılacağın her bir alev içinden sana tutturan .
Bağırıyo mu burdayım diye .
Yoo.

Birşeylere heveslenme konusunda hala imrendiğim bir yoldasın .
Belki burdasın belki değilsin .
Çoğu zaman kaçırıyorum bu hevesliklerini .
Çoğu zaman kırbaçlıyorum dumanlarımı .
Çoğu zaman hükmediyorum aforizmalarına ,
Aklına mukayet ol yoksa giderim . 
Her baktığında içinden kaybolduğu için küfredersin kendine .
Ağlamazdın dimi sen .
Ben ağlarım .
Ben yakarım ömür denen bu mumu .
Ben rahatım zaten .
Sen değil !
Ben ölümsüzüm zaten , sen değil .
Ben yazılmış bir kuralım , sen değil .
Çok gelme yanıma alma güzelim aklımdan öğüt .
Ben bilirim ama istemem.
Ben yaparım ama sızlanmam .
Ben özgürüm sen değil.
Ben hala uçarım , sen şimdi değil .
Uçacağın zamana bir not taklayı unutma!

Hem bitirmemişmiydik biz o şeyleri .
Herşeyi düşünmüştün zaten her ihtimali .
Yapsana .
Sen istiyosun ki biri çeksin seni .
Kim ne zaman çekti seni .
Hep sen atılmadın mı bu zamana kadar !
Hep sen isteyip almadın mı ?
Neyi isteyipte alamadın ?
Yok sen iyisin dimi ?
Şüküre mi sığınacaksın .
Peh !
Korkak !
Bak ben derim , kimse diyemez dağıtırsın suratını dimi ?
Benimkini dağıtsana 
Ukala.
Yazsana sende kendi isteklerini satırlara
Benden geçirme ama 
Direk çakıştır kalemine .

Boş şeyler , bana göre yitip gideceksin 
Anına takıl sabrını ileriki anına harca .
Vazgeç yapmayacaklarından gitme peşinden 
Bana çaktır bari .
Fevriliğini öngörülmez yapma .
Diz çöktüğün mevkiye benden yakınma .
Çokta ayrı değiliz .
Ben bilmezmiydim umutlanmayı.
Ben istemezmiydim güvenmek .
Sarsıntılı bir rota geniş bir yüzey alanı gerektirir .
Geniş olansa batmaz en fazla ters döner.
Ben kabulüm ama sen değil .
Bak minik ukala hala belkide bunu bekliyorum .
Her ne kadar kızsamda seviyorum seni.
Öngörülmezliğin umudumu çekiştiriyo .
Bu yüzden hala ölmeyişim .

Seviyorum seni 
Kurtar bizi !
Merak etme hep burdayım .
Gidecek başka yerim yok !


11 Şubat 2024 Pazar

Vızvızik

Sarsılan bir devranda kum kalmış aidiyet

Hani bana hürriyet .

Palaskamdan biçare ölümüne tutarsız bu eziyet .

Kan damlardı matarama ,

İnsan oğlu içer çiğ süt , yer canlı canlı löp et.

Kaldır şakaklarından doğru , gökyüzü zaten peşimde ilelebet.


Kırk kamıştı aklım ,

Girerse kanıma parlar gözlerim .

Büyükçe idi seninki , tutulurdum yada paslanırdım .

Dökme suyu bana , zaten yanmışım ,

Zaten sarhoşum , var mıydı aklım karışmış.

Yaparmıydım boyumdan bir ölçü eğer olmasaydı .

Benim boyumdan ,

Şu ankinin boyu kimin .

Kimdi o tarihe saklanmış ?

Neden ismini gizlemiş ?

Neden inmiş derinlere ve yedirtmiş kendini kaldıraçlı bu sisteme ,

Neden söndürmüş ışığımızı sahte yollar sunarken bizlere ,

Hem herkes nasıl belirler yolu ,

Kim okumuş yukarı çıkanlardan ,

Onlar neden okutmuş bizi ?

Bunu kim kabul etmiş .

Ben etmedim ,

Sen ettin mi ?


Gözlerine baktım , korkaktım bakışlarından .

Gözlerine baktım , korkardım dalışlarından .

Gözlerine baktım , korkarım kaçışının olmasından .

Bir sefahat sürdüm belirli alemlerde .

Oranın sahibiydim 

Bir şeytan , bir ben .

O yapar ben izlerdim .

Dinlerdim dilinden bende isterdim .

Saklardım belki gerçekleri kendimden ..

Alıştırmıştı kalbim derin cennet özleminden .

Yada susardım dudaklarına 

Kuruturcasına emip bitirmek isterdim .

Ben mi ?

İnsan .

Bulduğumda neden bitirmeyeyim .

Sevdiğimde neden açıkça söyleyeyim .

Severmiydin o zaman bu kadar beni ?

Şu kadar ben varken hangi tartım doğru ki ?

Gitgellerle sallantıda bir beyin .

Sen önüme gel , bu konuya bir değin .

Geniş omuzlarıma o güzel suratını bir değin .

Esmerdi kalbim , sarışındı gözlerim  ;

Travmalarını canlandıran bu silahtan çıkar mı kafamı patlatan anti septik bir lehim .

Düğümlerdi gözlerini,

O zaman çekebilirdim gözlerinden ,

Gözlerimi ,

Gözlerin mi kocaman ?

Yoksa ben mi çok görüyorum .

Sağ bileğinde mi o ben ?

Yoksa sol yanın mı benim ?

Dillerim bükülesice ,

Bu kararsızlığım benim .

Getir o naif kollarını bana ,

Omuzlarına doğru naifçe öpeyim .