14 Ekim 2015 Çarşamba

Kusmuk

Nefret ve kin ile beslenmiş hayatlara...
Ve sabah bana yol vermeyen beşli kız grubuna ;P


Hayatın zorlukları günümüzde nasıl bir hal aldı ? 
Eskiden telefonum donuyo diye kafayı yediğimi hiç hatırlamıyorum ben ya  , polifonik melodilere 54 kontörü hiç acımadan basan adamlardandım ben kontör çünki başka hiç bi işe yaramazdı . Arkadaşlarımı evinden alrdım , bazen de onlar beni alırlardı ama hiç ulaşmaya çalışıpta ulaşamamazlık edemezdik . Hep beraber takılırdık yalnızlık bayağı azdı .

Yalnız kalmak kafayı ne ara yedirtmeye başladı ?
Eskiden yalnız kalmak oyun vaktiydi . Hatta bazen gelmesinler diye dua ettiğim oluyodu . O oyuncaklarla kaçamak oyunlar oynamak dünyadaki en güzel şeylerdi . Mandallardan  adam yapıp futbol oynatmak  , Kagıtlardan ordular kurup savaştırmak , her  türlü tavsiyeyi verebilen en kodaman olan oyuncağım olan peluş ayım . Hatta gece yatarken onla yaptığım gizli sohbetler . Saatlerce....
 :)

Aile ziyaretlerinde birbirine konuşulan muhabbetler ne ara kömür tadı vermeye başladı?
Dayımın arada sırada eve gelip sessizce oturduğunda içimden oluşan o anlamsız sevgi patlamasının sebebini hala anlayamıyorum . Çok kodaman adamdı ilk mimarlardan müthiş genel kültüre sahip olmasına rağmen çok az ve hep doğru konuşurdu . Hep onla uğraşmaya çalışırdım :) .Kuzenlerle kızlı erkekli oynadığımız saklanbaçlar falan şimdi muhabbet ederken biri yanlış anlayacak gibi diken üstünde zevksiz muhabbetler yoktu . 

Sigara ne ara tat vermez oldu ?
Evde 'annem gelcekmi diye oluşan o his'le içtiğimiz 2 -3 dal dönerek içtiğimiz sigara ne tatlıydı lan  .Üç kişi çıkardık balkona  , kapı açık birimiz nöbet tutardı , sigaramızı içimize çekerdik . O kafada oluşan süper minik baygınlık anı ve korku (niye artık olmuyo lan) . Bi sigara içebilmek için tenha yerlere kaçışımız . Ne güzeldi lan onlar.

Kavgalar ne ara kırık oluşturan şeyler oldu ?
Eskiden sopayla döverdik birbirimizi eve  çaktırmadan  girip üsrümüzü başımızı  değiştirip  yüzümüzü yıkardık . Maç yapmıştık bi soran olursa ... En yakın arkadaşlarla her gün yapılan yalancı ama gerçek vuruşlu kavgalar hatta bazen birinin canı çok yandığında ciddiye dönüyodu  . Bazen dayağın üstüne annemizden yediğimiz dayaklar . Ertesi gün küfürler saçtığın çocukla tekrar top koşuşturken yaptığınız lakayik hareketler ..

İnternet niye gırtlağıma kadar boğuyo laan?
Yazıcıdan çıkardığın ödevlerini  hatırladın mı ? Hani renkli ve yorulmadan şıılaps diye çıkarırdın sıraya vururdun . Havan ayrı olurdu . Kraloyunu hatırladın mı ;) Beckhamın kel halini :)

Kızlar niye öpmüyo artık bizi herkesin ortasında ?
Ablanın arkadaşları gelirdi ;P El üstüne çıkarırlardı seni hani . Kaçardın aptal seni . Şımarırdın  :D
Yaban çakalı  ! Askaros dere kunduzu :P
HUUULLIP 
:P

Şapkasız tavşan ne ara kızları rahatsız eder oldu ?

Sünnetten sonraki ilk çişini hatırladın mı ? Hatta onu bırak o eve gelişini çırılçıplak ! Herkesin gelip  sana bakışını hoşlandığın kızın sen o halde gördüğündeki içinde Burç Dubağinin iki katı yüksekliğine oluşan o utanma duygun ve çaresizliğin :D . Çışa giderken  bandajlardan tutamadğın pipiciğini işesin diye hissetmeye çalışırkenki o tatlı acı  ,o bandajı çıkarttıktan sonraki gelen 
RAHATLAMA......


Cinsiyet muhabbeti ne ara yatak muhabbetine geldi ?
İlkokul zamanındaki ilk çıktığın kızı hatırladın mı ? Sex nedir bilmiyon hani sadece duymuşluğun var . Öpüşmeyede götün yemiyo . Hiç bi karşılık beklemeden (yanak busesi ve el tutmak hariç) seviyodun ya .
O kadar temiz sevebiliyomusun artık ? Oluyo dimi arada  :P

İlk içtiğin günü hatırladın mı ?
Götünle kusmuştun hani :D Sigarada ne güzel gidiyodu bu meretle değil mi * Şimdi niye yetmiyo niye daha çok düşündürüyo . Eğlendirmiyo artık değil mi :) Eve Gittiginde eskisi gibi kızmıyolar zevki de kalmadı.


Ne ara böyle olduk lan ?
Ne ara kaybettik kendimizi ?
Büyümek dediğimiz bütün kötülükleri düşünmek miydi?
Daha güçlü olmak değil miydi sadece ? Ama herkes güçlendi :)


Suratını asan milyonların içinde gülünce alay konusu mu olmaktı ?
Ben sahtecikte olsa yeşil ve güzel kızları olan bu dünyayı seviyorum  .. Tüm suratı asık olan somurtganda olsa nefes alabilen herşeyi seviyorum . 
Yaradılmış olan herşey hepiniz süper varlıklarsınız .
Arada bi sıkılan canımı seviyorum.
Acıyı , Utanmayı , Heyacanı , Korkuyu , Aşkı , Tatlıyı ... 
Çoğu şeyi seviyorum ulan hacit 
Yaşayın lan .
Elinize verilmiş bu bedeni kullanın azıcık .
AZ düşünün öz yapın 






Mutlaka Sevin !
Sevilin ,Yaşayın ve n'olur pişman ölmeyin !
Kucak dolusu öpücüklerle ...

                                          Çaaaaauuaav

12 Ekim 2015 Pazartesi

Hayat Güzeldir

Ateş tilkimi kaybettim :)

:(

Eninde sonunda gidecektide zamanın bu kadar erken olacağını düşünmek aklımın ucundan geçmemişti . Neyse siktiredin de onuda derin üzüntümü kaybettim . Hani tekrar çıkış anı arar ya insan  tam suyun en dibine indigin anda ayagınla kendini ittirirsin ya yüzeye doğru ani bir refleskle ... Ciğerlerin yanar halde hani. İşte tam oradayım .

Böyle hiç olmayacak şeyleri düşünürsün hatırladın mı ? Ünlü bi futbolcu falan olursun hayalinde ama futbola yeteneğin yoktur  olmayacağını bildiğin halde olacağını sanırsın veyahut düşlersin . Yani istersin ama olmayacaktır  :) Heh işte tam o kafadayım . Ümit bazen ... Yani sadece ümit ! olup olmaması değil ! İnsanı ayağa kaldıran en büyük şeydir . İlahi bir kaldıraç gibidir iştem falan filan :P

Ayağa kalkmak mesele değilde asıl sorun arkada bırakmak :S Aslına başlı başına garip bi sorun ! Hayatının ileride yoluna gittiğini varsay ! Tam mutluluktan huşunun tavanına çıkmışsın pat ! Aklına gelmiyecek mi illaki geldiği oluyo değil mi :) İşte şu an tam rahatsız eden nokta bu şuan . Hafiften eflatun yani ..

Ama diğer bi sorun da bu ileride de gelsin istiyor ademoğlu  çıkarsızlık . Sonuçta kötü anlar değildi değil mi? Değil heralde .

Peki bu karmaşalık hoşuma gidiyosa ?

Bi karıncayı bile incitmem cümlesindeki 'bile' karıncayı incitir.. İşte bu yüzden insan biraz net olmalı galiba . Karmasıklık kafa karıştıran cevap vermeler insanı her geçen zaman üzer . O yüzden net cevap vermiyecekseniz sakın incikmemek için yumuşak cevaplar vermeyin ! Sertte vermeyin ! Sadece net bir biçimde cevaplamak en iyisidir  .

Allah var çok sevdim seni . Beni unut bunu unutma .

Hayat güzeldir lafındaki AT varya işte o benim :)

Herkes çok iyi baksın kendine .

Sevin
Sevilin .

Mutluluk dolu öpücüklerle

Çaaav bella ..



30 Mayıs 2015 Cumartesi

Ateş Tilkisi

Ateş tilkilerini bilirmisiniz ?






Böyle tatlı bir canlıdır kendileri . Bu canlıların en belirgin özelliği nedir biliyomusun  ?
Çok değişik bir yaşam şekilleri vardır.Nasıl mı diyeceksiniz , basit bir şekilde açıklayacak olursam ;
dışarıdan aşırı  derecede mahsum dururlar görenler saf sanaralar , hatta bazı zat-tı muhteremler onları salak statüsüne koyarlar .Ama bu canlıların kafası zehir gibidir ama bu onları , güvenilmez tanısı yapıştırmak için kullanıması için kullanılan bir eylem değildir .






Gençlik yıllarını aileden uzakta ve serbest yaşayan bu canlılar kısa sürede hayatı iyi ve kötü yönde sentezlerler . Kismi yoldan akıl verirler ve kesin konuşmazlar çünkü yaşadıkları tecrübeler onlara bunu yaptırır . Genellikle kusur aramayan bu canlılar süper br savunma mekanizmasına sahiptirler Vücut hareketlerine ve mimiklerine çok dikkat ederler , bu sayede insanları korkutmazlar ve güven verirler .Ama bu onları tanıma aşamasıdır.

Daha önce dediğim gibi kurnaz olan bu canlılar insanları çok iyi sentezleyyebilir eğer bir şeylerin açığa çıkmasını istemiyosanız onlara sakince ve uzun göz bakışlarıyla temas haline geçin , her ses tonundan sonra sağ üst köşeye 1 sn kadar bakın , bu hareket onların zaafının olduğu tek  hareket kafalarını o  soru cümlesi kurcalıyacak.

Bazı ateş tilkileri (özellikle geençlik yıllarında einden ayrılmayanlar ) kurnaz olan bir saflığa sahiptir.Yani kurnaz olduklarını zannedip saflıklarını açıkça ele verirler ama ortak yönleri mimikleridir saf oldukları halde insanları çekerler.

Bu canlıların en sevdiğim özelliği yaşadığı gezgin yıllarından kalma yalnızlık bilincidir . Yalnızlıkğın ne olduğunu bilirler ve birlikte olmanın güçlü bağını ellerinde tutarlar . İlişkileri çok canlı olsada kurnazlıkları bu yönde iş görmeye bilir .Eğer bu yönden bir kere kandırılırlarsa bu onlar için acı verici bir senaryoyla sonlana bilir .Aslında bu zaaflarınıda blirler o yüzden sevgileri aşkları sonsuzdur ,ama hiç bir zaman öyle göstermezler. 

Keşif duyguları hat safadadır . Hergün uyanırken içlerindeki merak duygusalarını beslemek için sabırsızlarınırlar o yüzden sizleri hergün şaşırtabilirler . Melankolik yanlarını hiçbir zaman dışarıyla paylaşmazlar sohbetlerinde karşı tarafı konuya bağlama büyüsünü kullanırlar . Ve kötü enerjiyle beslenme gereksinimleri bulundukları ortamın pozitif enerjisini arttırır .

Egolarını çok değişik yönde kullanan canlılar doğal ortamlarında çok pratiklerdir . El kabiliyetlerini beyinleriyle senkronize edebildiklerinden dolayı doğuştan sanatçı bir yapıya sahiptirler

Sevecendirler.



Kusursuz özellikleri olan bu canlıları gördüğünüz yerde özellikle yanlarına gidin gereken onayı aldıysanız gıdılarının altında ve kulaklarının alt tarafından hafifçe sevin . Zaten sonrasında hayatın anlamlarından birini öreneceksiniz.

Ateş tilkisi görmeniz dileğiyle :*





21 Mayıs 2015 Perşembe

Rapdiye

Yaşadığım en garip yetersizlikti bu . Mutluğun bir kaç adım uzağında olduğunu bilipte oun rahatlığını yaşamıştım . Beynimin garip bir şartlanma daha yaşatmış oku kendisinden daha zayıf olan bir yere atmıştı.  Herşey öyle gizli kapaklı yürüyordu ki tüm olasılıklar beni caresizce teslimiyete sürüklemişti.

Olay bir rahatsızlık !

Güneşli günlerden biriydi . Aşırı rahatlık özgüvenimi her zaman ki gibi azdırmıştı. Sanırım gereksiz özgüvenimi hiç kaybetmiyeceğimi sanıyordum çünki elimde olanlar zaten hep benimle kalacaktı . Sonra çok farklı birşeyler oldu. Farklılık her zaman beynimin nöronlarını durdurdugundan tüm duyularım oraya akmıştı bir anda bu farklığın çok aşırıya gittiğini fakettim . Aslında bunu şimdi farkettim hala beynimin minik oyunlarına şaşırıyorum .. Ve bir ses .
-Merhaba 

Konuşurken ses tonuma hiç bir zaman dikkat kesilmediğimi anlatmak için ilk defa o zaman dikkat ettim .

-Mearhabao

Garip çıkan sesimi hiç umursamayıp elimdeki zımbırtıyla mesajlaşmaya devam ettim . Ve tekrar dikkatim dağıldı . İnsanlrla tanışma fasıllarım genellikle zevklidir muhabbet kurmaktan çekinmem ve istemsizce mimiklerimle çoğu kişinin sempatisini alırım .
Peki ne mi yaptım !
Sanırım 10 saniye bakalıp sonrasında hafif ses çıkararak sırıttım . Muhabbet kuramadığın için diğer insanlara bakıp şaçma sapan sorular sordum. Telaşımı çok hızlıca kavrayıp etrafa panikteyim ve şaşırdım havası vermemek için hemen o sese doğru döndüm telefonunu alıp sen neler dinliyosun diye sordum ... Beklediğim cevapları alamıyınca garip bir ego takındım .Şaçma sapan yapmadığım herşeyi yapıyordum. Hala panik alinde olduğun için ufak bir bahaneyle aayağa kaltım ve birden oradan uzaklaştım
5 dk sonra olayı unuttum klasik dünya rutinine ayak uydurdum. Sonra farklı başka şeylere yöneldim .

Karmaşık ilişkilerim çok oldu sonunncular çoğunlukla öyleydi şaçma sapan şeyler peşimi bırakmadı . Hani tanımadıgın biri sen sigara içerken yanına gelir ve sigarasını yakar ya ortalıkta bir güç gösterisi başlar tribe girip bir o yana bir bu yana dumanını üflersin , işte o tribi bir kaç ay dünyaya takındım . Dahası yok mu ,bu kadarcık mı,  bu beni sallar mı :P
Dünyanın ne kadar salladığını bilemem ama ben o aralr kedimi bayağı sallandırmıştım . Rolümü üstlenmiş süper bir tiyatrocuydum . Üzgün ama neşeli , Bayık ama ayık ,yorgun ama enerjik ...
Felsefem durmadan hareket etmekti ama yavaştan durgunlugu arıyordum . Beynimin içindeki ultrasonik çatışmaların sesleri gecenin ıssızlığında odamın dışından duyulabiliyodu..

Yaz gelmişti biraz daha özgürleşmiştim ... Falanlar filanlar sıcak geceler  değişik fanteziler falan hafif deşarj olarak bitirmiştim yazı ..

Bu rahatsızlıgım aşırı durgunluktan dolayı tekrardan patlak göstermişti. Düam bomboşumnyanın dibine girmek istediğim bir durum lan bu tam bomboşum pat diye bitiverdi önüme bu  durum . Bi siktir çekip kendime geliverdim . Olayı en başa sardım  . Her hamlemi tekrardan gözden geçirdim .

İlk baş şartlanma konusunda ikna etniştim kendimi hala da öyle düşünüyorum ..Sıkıcı sarmal bulutlardan dışarı çıkmak istiyordum anahtar olarak kendimi oraya şartlamıştım . Bi an düşündüm ilerisini . Murphy kanunnlarının tam tersinden kurdum ileriyi ve o an dank etti . Daha önce ileriyi böyle düşünmemiştim çünkü  illaki kötü bişeyler olmalıydı . Ve kendim hakkında birşey daha farkettimm , sürekli gülen bir yüzün altında acaba bir karamsarlık mı vardı . Hemen bir şişe kapıp tekrar meskenime çekildim çünki en iyi o zaman düşünebiliyodum cevaplayabiliyodum bazı şeyleri .çok eskilere indim ilk çocukluk aşkım geldi aklıma !

12 yaşındaydım , cinselliğin zevkinii zerre tatmadığım yok bu olmadı  şöyle diyelim  ergenlik hakkında
hiç bir gelişmemin yaşanmadığı yıllardı  1.60 boylarında kara şaçlı kara gözlü bir kıza aşık olmuştum . Evet aşk tı bu :D . Öpüşmenin ayıp olduğu yıllar :P benimle çıkarmısın diye tekif etmiştim  o yaşlarda seni seviyorumu faaliyete geçirme cümlesi buydu . Çok eylenceliydi bisikletle artistikler okuldan eve götürmeler , en ufak bir temasta kızarmalar falan :) . Ne ara bu kadar pislik olduk anasını satimmm :) Niye büyüdük lan . Neyse ben bu anları düşünürken ayrılık sebebimiz aklıma geldi , aslına bakarsan biz ayılmamıştık onlar taşınmıştı ve taşınırken en ufak bir şey bile yapamamıştım o zamanlardaki kalbim çok üzülmüştü. Sonra ergenliğin verdiği hışınla unutmuştum :D

Az buçuk kendim hakkında birşeyler çözüyodum . Bu içimdeki derin duygusallık karamsarlık sanırım o günlerin bir hatırasıydı  . Yok yok başka şeyler yokmu var tabiki .

Güvensizlik nedir  peki ?

Her insana güvenmektir .  Her insanın içinde bir orosbu çocu yatar direncinin kötü olduğu anlarda diğer insanları kullanabilir bu orosbu çocu ... Sevdiğin biri başkalarının altında inladiğini duyduğunda anlarsın bunu :D .Komik dimi dallama herif .Atalarımız buna her insan hata yapar demiş , sanırım  atalarımız sanki biraz yumuşakmış . Belli bir süre sonra yapacak bişey olmadığı için bu insanlara güvenmek zorunda kalırsın .  Ama aynı  zamanda  bu kadar kötü olabildiğimiz gibi büyük birer melekte kesilebiliyoruz ..
neyse boşvrin olay şu.

Baksbani izleyen çocuklar piçtir ...

Ben bu kodumun tavşanına tapıyodum genede tırnak kadar bir özelliğini kapamadım . Kızları tak diye dudagından öpemiyorum . Milyonlarca dil oyunu çevirdikten sonra %20  düşürüyorum ondan sonra öpüyorum :P :P

Kafam bayağı gitmişti , midem bana tuz gönder diye bağırıyordu ,  bir anda üstüme düşen külle kendime gelmiştim . Noluyo lan diyip azalan bardağımı bitirip onu tekrardan doldurmaya koyuldum , çıkan ses beni bir yerlere götürdü . güzel bir orman evini düşledim, o birden karşıma meyve tabağıyla geliyo . mearhaobayı bile zorla diyen ben gayet sakince gırtlagımdaki tok sesimle sakince konuşuyorum  . Bi an mutlu oldum . Sanki olayı gerçekten yaşıyor gibiydim  kalbim pat pot tak tuk oratalıgı dağıtıyordu  , yakıyordu , haklıydı anasını satim  ne yapsın oda  ...

Sonra yine kap kara bir bulut masamın üstüne çöktü ve" peki ya başlangıcı nasıl olcak " dedi ve sitir olup gitti. ....
Yarımm saat hiç bi şey düşünmedim . "hiçbirşey " diyip yatağıma uzandım..

Sonra ne oldu ?

Daha önceki gibi yanıldığımı farkettim ve aşırı şartlamamın önüne geçip gerçekte kim olduğu çözdüm .

3-4 ay sonra sözümün arkasında durdum unuttum .
Tekrar nüksetti. 2 ay sonra tekra unuttum .

Şu an ise  özgürlüğümün  doğruğuna çıkıp  tekrar baksbanicilik oynuyacağım ...
Neden mi bende hata yaparım :P öyle yapmayaihtiyacım var mayk.

Herkese bays

sevilin ..






4 Mayıs 2015 Pazartesi

Hoydanaye

Yeni bir nefes .
Yeni bir hayat.
Yeni bir araba .
Yeni bir ilişki.
Yeni bir pantolon.
Yeni bir gömlek .
Yeni bir kaban.
Yeni bir telefon .
Yenilik hep iyidir yeni olduğundan değil değişim iyi hissettirir insana . Bu yüzden insan sürekli değişime gitmeye çalışır belli bir noktadan sonra sıkışır değiştirecek bişey bulamaz ve biraz karamsarlaşma açlık duygusunu tatmin edecek yeni şeyler bulmaya çalışır , çoğu zaman açlığının kurbanı olur yanlışlııklar yapar ve derin bi düşüncelerden sonra umutsuzlaşır yenilikte yapamaz zevkte alamaz hayattan. Bazıları ise genellikle alacağı şeyler bittikten sonra durgunlaşır ve monoton sabit bi şekilde kalır .Biz bu tür insanlara hayatı görmüş geçirmiş insanlar  diyoruz  çoğu hakkında konuşabilir ama yeni şeyler düşünmez aslında böyle  insanlar bize yaramaz eski kodamanlarla şimdiki kodamanlar hiç bi şekilde bir değil . Eskiler biraz daha yenilikçiydi sanki  . Hatta bazıları kararları direk  size bırakırdı ben cahilim oğlum bu konuda diyerek .
Bir tür daha var bunlar tam ulaşmak istediğimiz ama bilmediğimiz insan tipleri ...
Bu adamların hayatları yenilik içinde olan insanlar hep yeni kalabilenler . Nasıl yapıyolar bunu diye düşünüyosanız ki düşünmeniz lazım çünkü adamlar saniye geri kalmıyo , bu adamlar zevk alabilmeyi biliyo.
Bu kodaman insanlar dünyanın ölümlü bir yer olduğunu ve bir gün mutlaka öleceklerini biliyolar ve hakikaten ölümden korkmuyolar . Yani acı olarak değil sadece şöyle düşünün ;
Üç çocuk sahibisiniz ! Çoculara siz bakıyosunuz .
Vatanınızı çok seven bir komutansınız şavaşta önemli bir operasyonu yöneteceksiniz ölürseniz operasyonun başarısı muamma .
Bu adamlar ben ölürsem şu olur bu olur korkusuda yaşamıyolar . Bunu  nasıl yapıyolar  ?
Aslında böyle adamları gözlersek cevabı tek kelimeyle açıklaya biliriz .
Güven
Ölümlü olan sadece biz değilizki etrafımızdaki herşey  göçüp gidecek o yüzden bizim yazımız kara değil :) Başkalarıda ölücek , başkalarıda sevicek , başkalarıda hastalanıcak , başkalarıda  zorlanıcak . Sorunlarımız hemen hemen aynı olucak ama çözüm yollarımız farklı olucak aynıda olabilir :P

call me maybe :P :S xxx
Seviyeyi biraz düşürdükten sonra devam edelim ..

Kodamanlara geri dönelim. Nasıl yeni kalıyolar ?
Yenilik denilince aklımıza ilkokulda ögretilen batıcılık geliyor aklımıza (siktiğimin eğitim sistemi  :@) Daha modern görünümlü olmak şapkadır kibarlıktır , kişisel konuşmaları belirli bi kitaba uydrmadır , yemek yemedir .,oturmadır , kalkmadır hep bu tür ıvır zıvır şeyler .
Telefon çıkıyo alıyoz.
Laptop çıkıyo alıyoz .
........
Yakında şişeye benzer bişey ünlüler kullansa çıksa amacı göte sokulmak olsa 50 sene sonra çoğu kişinin
elinde olur. Ama böyle bişey var yoksa hala sizin elinizin altında yok mu ? Yazık :S

Sora neymiş efendim ben yeniyim modernim .. At oğlum yoksa sen orman adamımısın mağarada donnuk mu kaldın kaldımı oglum öyle şeyler  töbe töbü :S
Pezevenk gavatım demiyoda :D

Yenilik bu değil aslında he belki yeni olabilirler ama bize ne kadar azım olabilirler onu düşünmemiz lazım.Kodamanların aslına bakarsan durmadan yeni bişey alıyım hastalıgı yok onların sadece aldığı zevk var . Bu adamlar hayattan zevk alıyolar . Neden mi yaşadıkları için yaratıldıkları için ve Kendisinden sonrakilere güveniyolar he sonrakiler başaramazssa ne mi olur ? En kötü ölürler o yüzden güvenmemeleri için  hiç bir sebepleri yok dimi  basit bi düşünme olgusuyla baktıgımızda gerçekten haklı çıkarıyolar kendilerini ..Yaşamaktan zevk almak . Yeni şeylerin zevkli olabileceğini bilmek ..
Çocukken top oynamak zevkliyken artık yürümek zevkli Gençken hızlı hızlı atıştırmak ilerleyen zamanlarda ise kalabalık yenen yemek , küçüken annenin elinin başında olması sonrasında ise senin elinin minik bir başı oksaması, Gülümseyen suratlar, tebessüm , kısık ses , yeşil mavi beyaz turnncu .
Zevk alacağımız milyon tane sebep var ve bunları hissedebilecek kadar şanslıyken başka şeylerden zevk beklemek onlar sadece güzel yemeğin ardına içilen sigaranın "kül tabağı"dır. külü tabağa boşaltmak yerine ona boşaltırsın .. kl tbağından medet ummak biraz ironik :S

Bitmek bilmeyen nefretimizi bagıra bagıra kusup insanlara neşeyle bakalım ..
Ve şunu unutmayalım umut en zevk veren şeydir. Elde edemeyeceğin bir şey için çabalamak boşa değildir ,hiç bi şey böşa değildir acının bir kerameti sevincinde bi müfakatı vardır .
Arada bir derinliklerimizden çıkıp insanlara sırıtalım sonunda onlar pes edip gülümseyeceklerdir.
Gülümsemezlerse bile siz gülümsemişolacaksınız ..

sevinnnnn :*
öpüşün bye ;)

11 Nisan 2015 Cumartesi

Merdiven

Hayal kırıkları yaşamak hayatın klasik bir rutini haline geldiği zamanları hiç geçirdin mi ?  Durmadan acıklı sarkıları dinleme isteği sarar ya hani durduramazsın kendini . He bi de bitmek bilmeyen bir özlemin vardır. Bitmez anasını satiyim gittikçe daha az vurur ama kuvvetlenir ya kodumun hissiyatı...

Bitmez bitmez bitmez bitmezz..

Sitemlerin bitmez.
Sinirlerin bitmez.
Şansızlığın bitmez.
Tam nefes aldığını sanarsın  ama oda sadace sanmakla kalır.
Odan o kadar dağınık olur ki en titiz insan toplamaya üşenir .Herşeyini salarsın aynaya bakmaz olursun . Hiç birşeyi umursayamazsın ve derin bir boşluğa düşersin "çıkacağım" ümidi sarar içini ve ardından devam eden kötü olaylar silsilesinden dolayı o da kaybolur . Kendini kaybedersin . Göz kapaklarındaki çapaklar gözüne değilde bogazının ortasındaki oynak kemiğin tam orta yerine batar . O kemik kaşınır ,kaşırsın acısı geçsin diye ama o kaşınan yeri hiç bir zaman tutturamazsın . Her nefes aldıkça batar . Arada bir aynaya bakar sırıtır 10 dk sonra o aynaya küfrederek ağlamaya çalışırsın . Sesini duycaklar diye utanır sifonu çekersin .Ağlayamayan gözlerinden bir damla yaş düşsün diye kasarsın kendini o kadar çok kasarsın ki miden kaldıramaz kusarsın . Patlarsın ! sebepsiz yere bağırırsın başkalarının anlamsız ve korkak bakışlarını görünce sesin içine kaçar . En ufak şeye hiddetlenir tepki gösterirsin .
Başlarda zorla uyursun sonra en ufak bir boşlukda uykuya dalarsın.. İşte o uyku senin tek çıkar yolun olur ya.. Uyandıktan sonra süren 10 15 sanniye süren mutlugu yaşayabilmek için parçalara bölersin onu ya . Aynı kendin gibi..

Çıkan savaşlardan bile kendini sorumlu tutarsın . Sırf muhabbet etsin diye birazcık sana şevkat göstersin diye yaşlı kodamanların yanına oturup halini hatrını soraarsın. İnsanlarla muhabbeti unutursun .. Topluluktan ayrıldıktan sonra ne yaptım lan ben dersin . Kendinin en üyük düşmanı olursun ..

Zamanı tesbih gibi çekersin .Güvercin olup bulutların arasından geçmek deli taylar gibi koşmak istersin ...

Aşık olmak istersin . Olamazsın . Bu sefer buna oldum dersin , olmaz ! Harbiden olabileceğin biri çıkar bu seferde korkarsın . Arradada o gelir aklına  onada üzülürsün , korkakça davrandığın için küfürler saçarsın kendine ..

Birilerine anlatırsın zaman derler üzülmüş gibi yaparlar , hissedersin sinirlenir daha çok üzülürsün ! Başkalarında aynı durum olur dinlersin ozların üzüntüsüyle senin üzüntün birleşir daha çok üzülürsün ..
Sonra biri derki daha kötü şeyler var ..Kendinden utanırsın niye üzülüyom diye daha garip duygu olur içinde ağacı yıkacak gücü olupda güçsüz kalman yıkar seni ..

İşin kötü tarafı bunlar yetmezmişsin gibi  her gece içinden şükredersin bütün bunları hak ettiğini düşünürsün .Yaradanın önüne çıkardığı rampanın biteceğini düşünürsün . Sonra birden aklına daha kötü olacak şeyler gelir dişlerini sıkarsın kırarcasına .

Bazen öleceğin anın geldiğini sanarsın geldiğini sanarsın önce biraz korkarsın sonra gözlerin açılır  hem korkar hem sevinirsin . Bi tebesümle beklersin biraz sonra yanıldığını anlar ve boynunu ciğerlerine kadar sıkarsın .

Beynini uyuşturasın gelir uyşturursun sonra pişman olursun tövbelere sarılırsın içtenlikle yapmak istemeyerek ama tekrarlayacagını bilerek .

Zamanı kafanda geriye atarsın tekrar yaşarsın o anları ilklerin gelir aklına tebessüm gösterirsin.

Bazen iyiki ben yaşıyorum bunları dersin , çünkü kafanda bunları kaldırabildiğin gelir biraz daha düşündükten sonra çöktüğün anlar gelir kaldıramadığını anlarsın kendine söylemeden kafadaki konuyu dağıtmaya çalışırsın. Vasıfsız hissedersin kendini.

Sonra anlarsın acının ölçüsünü.. Acının ölçüsünün olmadığını her acı acıdır .

Ve tekrar şükredersin .Boşluğunda dolanıp kalırsın..çıkar iner çıkar inersin..

15 Ocak 2015 Perşembe

Limitsizce

Sozsuz olsak ya ,
Sonsuzu kavrayabilip sonsuzun kendisi olabilsek ;
Herşeyin anahtarını elimizde tutabilsek ..

Tüm çocukluk simalarını sevebilsem ,
Tüm herşeyini aynı sonsuzlukta sevsem .
Sıkıldıgımda tutundugum tek dalım olsan .
Sevda türevini hergün yeniden ögretsen bana,
Sonsuz ıslaklıkta yağmurların altında korkusuzca kalabilsek ya,
Seni seviyorum derken ki o heyecanım içimden hiç düşmese ya .

Sıkılmadan ,
Aç kalmadan ,
Harman vurmadan aylarca sarılı kalabilsek ya .
Dünyamızın içini  sıcacık ısımızla ısıtabilsek.,
Birbirimizden başka hiç bir şey görmesek ,
Herkesten yalnızlaşabilsek,
Her kötü şeyden sonra birbirimize bakıp kahkahalara bogulsak .
Her heyecanı  beraber tadabilsek
Sana  "sonsuz" derecede güvenebilsem ya ...

Bir elimde ağır bir balta olsa ,
Diğerinde  kalın bir kalkan ,
Ve onları kaldırabilecek kalınlıkta kollarım
Şaçlarının bekçisi olsam ya,
Onlara zarar veren herşeyle şavaşsam..
Sabahları onları beslesem tek tek ,
Öperek
Severek
İç ısımla ..
Akşamları dudaklarında yatsam  ,
Aralarına girdiğim gibi uykuya dalsam ya ,
Rüya görmeme gerek kalmadan ..

Tüm çirkinliklerimizi göstersek ya birbirimize ,
Pis pis gülerek .
Oyuncak gibi oynasak ya birbirimizle ...
Hergün sevgimiz bir adım öteye gitse
Sonsuzlugun sonsuzluguna,
Göz göze hasret kalsak ya birbirimize
Tüm sevinçlerimiz olsak ya
Kahkaha yerine her an tebessüm göstersek heyecanla ,
Ve bundan hiç sıkılmasak ya.
Herşeyimizle  birbirimize güvenebilsek.....

Çıtı pıtı çocuklarımız olsa ,
Her birine baktıgımda seni anımsasam,
Aynı anda sevsek onları ,
Sevgi çemberinde bogulsak .
Bu dünyanın merkezi olsak ya
Tüm dünyayı kendimize çevirsek ,
Ama bizi hiç bulamasalar..

Kokunu unutmasam ama hep  farkedebilsem ya ..


Her yaşını sevsem ,
Sen olsam ,
Seni senden kıskansam .
Orta çağda seni koruyan kaslı bir kolcu kuvveti ,
Rönesansta romeon olsam..

Uyumadan sevsem ya seni ,
Kollarımdan bırakamasam ,
Bitmeyen şiirim olsan ya ...

Sonsuz.olsak ya !
Sonsuzu kavrayabilipte sonsuz olsak !
Sonsuz olsak ...
Sonsuz  !
Olsak ya !